LutfenBekleyin
Abdülhâlık-ı Goncdüvani hazretleri vasiyetnamesinde mânevi oğlu “Evliyâ-yı Kebir” hazretlerine buyurdu ki: ...
Devamını Oku
Dînimizde, ölünün yıkanması lâzımdır. Bu iş, mü’minler üzerine farz-ı kifâyedir. Yâni, bir kısım mü’minin, bu işi yapması ile diğer mü’minler sorumluluktan kurtulurlar. Ölüyü kefenlemek ve cenaze namazı kılmak da böyledir. ...
Devamını Oku
Meyyit sâhiblerinden büyük, küçük erkeklere ve yaşlı kadınlara rast gelince, tâziye etmek, yâni, başın sağ olsun demek gibi, sabr tavsiye etmek müstehabdır. Tâziye için, (A’zamallahü ecrek ve ahsene azâek ve gafere limeyyitik) denir ki, (Allahü teâlâ, sevâbını, dereceni artdırsın ve güzel sabretmeni nasîb eylesin ve meyyitinin günâhlarını afv eylesin) demekdir. ...
Devamını Oku
Bu mektup, mirzâ Alî Cân için yazılmışdır. İmâm-ı Rabbânî hazretleri ölüm için sabır dilemekdedir: ...
Devamını Oku
Küçük çocuğun ölümüne ağlamak merhametten ileri gelir. Ağlamak günâh olmaz. Bağırıp çağırıp isyan etmek günâhtır. Çocuğun ölmesi, malın elden çıkması, gözün kör, kulağın sağır olması, bir uzvun telef olması gibi, insanın isteği ile ilgisi olmayan musibetlere sabretmekten daha faziletli sabır yoktur. Sabredenlere verilen sevabın miktarını Allahü teâlâdan başkası bilmez. ...
Devamını Oku
Kıyâmette Allahü teâlâ, mü’minlerin çocukları için, (Bunları Cennete götürün) buyurur. Melekler, çocukların Cennete girmesini söylerler. ...
Devamını Oku
İnsanlara dert, bela, musibet birkaç bakımdan gelir: ...
Devamını Oku
İskât, bir kimsenin, akıl ve baliğ olduktan sonra, üzerine farz ve vâcib olan dîni bir emri, sağlığında, özrü sebebiyle yapamadığı zaman, ölmeden önce vasiyet ile veya vârisi tarafından dînimizin bildirdiği bir bedel ödenerek, borcundan kurtarılmasıdır. ...
Devamını Oku
Kabir azâbı ve kabrin sıkması vardır. Kabir, dünyâ ile âhiret arasında geçit olduğundan, kabir azâbı, dünyâ azâbları gibi geçicidir ve âhiret azâbları cinsindendir. Yâni, bir bakımdan dünyâ azâblarına, bir bakımdan da, âhiret azâblarına benzemekdedir. Kabir azâbı en çok, dünyâda üstüne idrâr sıçratanlara ve müslümanlar arasında söz taşıyanlara olacakdır. ...
Devamını Oku
Seyyid Fehim hazretleri, Peygamberimizin torunlarından olup, büyük bir âlim idi. 1895’de vefat etti. Her yıl bir kere, Müküs’ten Van’a gelir, bir iki ay kalırdı. Sevdikleri toplanır, sohbetlerinden faydalanırlardı. Çok defa, kendisini çok seven, mahkeme baş kâtibi Ahmet beyin evinde misafir olurdu. Bir sene, Ahmet bey hacca gitmişti. Fakat yine onun evinde kaldı. Bir gece yarısı, yakınlarından birini çağırdı: ...
Devamını Oku
Zenginin biri ölümden ve kabirdeki yalnızlıktan çok korkuyormuş. “Öldüğüm geceyi kim kabre girerek sabaha kadar benimle geçirirse servetimin yarısını ona bağışlıyorum” diye vasiyet etmiş. Öldüğünde “Kim birlikte kabre girip sabahlamak ister?” diye araştırmışlar. Kimse çıkmamış. ...
Devamını Oku
Müslümanların kabirlerini ziyaret etmek sünnettir. Ölümü hatırlamak ve ölüden ibret almak için, kabir ziyareti etmek ve sâlihlerin, velîlerin kabirlerinden bereketlenmek de çok sevaptır. İbret almak için, ölünün kabirdeki hâlleri düşünülmelidir. ...
Devamını Oku
Görüş ve önerileriniz bizim için değerlidir! Amacımız size her zaman daha iyi hizmet verebilmektir.
Bizimle paylaşmak istediğiniz görüş, öneri ya da şikayetiniz varsa ilgili "İletişim Formu"nu doldurarak bize iletebilirsiniz. Bildiriminizi en kısa sürede değerlendirip size geri döneceğiz.
Bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilir ve e-posta yolu ile iletişime geçebilirsiniz.