Güzel Dinimiz İslamiyet

Mâlikî Mezhebini Taklit

Mâlikî mezhebini taklit eden Hanefî, sadece gusülde, abdestte ve namazda, kendi mezhebinin şartlarına ilaveten Mâlikî'nin farzlarına uyup müfsitlerinden kaçar. Diğer hususları aynen Hanefî gibi yapar. Sünnet ve mekrûhlarda kendi mezhebine uyar.

Uzuvları yıkarken Hanefî’ye ilave olarak aşağıdaki hususları da yapar. Hanefî’den farklı olan ve yapılması lazım gelen durumlar şunlardır:

1-  Gusülde niyet, müvâlât ve delk farzdır.

a)- Gusül, abdest ve namaza başlarken Mâlikî mezhebine de uymaya niyet etmelidir. [Abdest aldıktan veya guslettikten yahut namaz kıldıktan sonra, Mâlikî’ye uymaya niyet etmediğini hatırlasa, ve, (Bu abdesti veya guslü Mâlikî’ye göre aldım, namazı Mâlikî’ye göre kıldım) derse, yeniden abdest alması, gusletmesi veya namaz kılması gerekmez.]

Niyet, gusle başlarken yapılır. Unutulursa gusülden sonra hatırladığı zaman niyet etmesi de sahihtir. Gusle başlarken cünüplükten temizlenmeye diye niyet edilir; cünüp olduğunu bilerek gusleden, zaten buna niyet etmiş demektir.

Müvâlât, uzuvları ara vermeden yıkamaktır.

Delk, yıkanan yerleri el veya havlu ile hafif sıvazlamaktır. Dokunmak da delk yerine geçer.

b)- Gusülde saçı hilâllemek [saç arasına iki elin parmaklarını sokup çekmek] farzdır. [Hilâllemek, tarakla da yapılabilir.]

c)- Kadın, gusülde, saçların dibine, yâni başındaki deriye su ulaşabiliyorsa, saçındaki örgüyü çözmez. Yâni, örülü saçın dibi ıslanınca, çözmeden örgünün üstü-nü ıslatmak yeterlidir. Saç dibi ıslanmazsa, örgüyü açmak gerekir. Örülmemiş saçların her tarafını da yıkamak farzdır. [Hanefî’de de böyledir.]

d)- Gusülde yıkamadık yer kaldığını bir ay sonra bile hatırlasa, yalnız orayı hemen yıkaması gerekir. Yıkamazsa guslü bâtıl olur.

2- Abdestte; niyet, müvâlât, delk, başın tamamını meshetmek farzdır. Niyet; elleri, ağzı, burnu veya yüzü yıkarken yapılır.

a)- Abdestte kaşların ve kirpiklerin altındaki deriyi yıkamak, kulak arkasıyla saç arasındaki deriyi ve kulak memesi önündeki saç ve deriyi mesh farzdır.

b)- Altında deri görünen hafif sakalı mesh, kesif sakalı yıkamak farzdır.

c)- Kadın, saçının hepsini mesheder. Örülü saçını açmaz. Örgünün üstünden mesheder.

d)- Ayak parmaklarını hilâllemek müstehaptır. Abdest alırken el parmakları açılıp kapandığı için kendiliğinden delk meydana gelir. Ayrıca hilâllemek gerekmez. Hilâllemenin mahzuru olmaz.

 

3-  Abdesti bozan ve bozmayan hususlar:

a)- Oğlana, hanımına veya yabancı kadına [Cildine veya saçlarına] şehvetle dokunan erkeğin, erkeklere şehvetle dokunan kadının abdesti bozulur. Şehvetsiz dokunursa abdest bozulmaz. [Kendi ön edep yerine, elinin içiyle veya parmak içleriyle dokunan erkeğin abdesti bozulur, kadının ki bozulmaz.]

b)- Kan, irin, sarı su hastalık sebebiyle çıkarsa; yel, elde olmadan kaçarsa yâni tutulamasa, idrar tutulamasa, bunlar abdesti bozmaz. Bunun gibi, kadınlardaki akıntı da abdesti bozmaz.

c)- Saç tıraşı olunca, tırnak kesilince abdest bozulmaz. [Sakal tıraşı olunca bozar diyen âlimler de olduğu için, jiletle veya ustura ile sakal tıraşı olunca, abdest almak iyi olur.]

d)- Abdesti bozulduğunu bilip, sonra abdest aldığında şüphe ederse, abdest alması gerekir. Abdest aldım mı almadım mı, abdestim bozuldu mu, bozulmadı mı diye şüphe edenin abdesti bozulmuş olur. Eğer, abdest aldığını ve bozulmadığını hatırlarsa abdesti bozulmuş olmaz.

e)- Hanefî’de, namazda iken uyumak abdesti bozmaz. Namaz dışında yan yatarak, bir şeye dayanarak uyumak abdesti bozar; fakat Mâlikî’de, namazda da, namaz dışında da olsa, uyku ağır değilse bozmaz. Ağır ise bozar. Meselâ tehiyyatta uyuyup kalırsa abdesti bozulur; ama hafif şekilde uyusa, abdesti bozulmaz.

4-  Teyemmüm, namaz vakti girdikten sonra yapılır.

5-  Mest ile ilgili hususlar:

a)- Mestin üst ve altı tamamen meshedilir. Mesti, ayağı yıkamak meşakkatinden dolayı giymek sahih olmaz. Sünnete uymak veya soğuktan korunmak niyetiyle giymek gerekir. Hiç niyet etmeden giyse, sonra bu mesti sünnete uymak niyetiyle giydim dese yine niyeti sahih olur.

Mâlikî’de mestin altı da, üstü de mesh edilir. Önce sağ ayak mesh edilir. Bunun için sağ el ıslatılıp, parmaklar sağ mestin üst ucuna konur. Sol el de ıslatılıp sağ mestin altına konur. Sağ elin başparmak ucu sol, diğer üç parmak uçları sağ kenarında olarak mestin ağız kısmına kadar el çekilir. Bu arada alttaki sol el de topuğa ve buradan da mestin ağzına kadar çekilir. Daha sonra sol ayak mesh edilir. Sol eli sol mestin üstüne, sağ eli de altına koyarak aynı işlem uygulanır.

Şâfi’î’de, mestin hiç yırtığı, deliği olmaması gerekir. Mâlikî’de ise, yırtık, ayağın üçte birinden azsa, mesh câiz olur. Mâlikî’yi taklit eden Hanefî’nin ise, bu hususta kendi mezhebindeki şartlara uyması lazımdır. Çünkü Hanefî’de, üç parmak girecek kadar ve daha fazla delik olursa, meste mesh etmek câiz olmaz.

b)- Mest üzerinde hiç necaset olmaması gerekir, mestin temiz olması farzdır.

c)- Mest deri ve benzerinden olur, yünden olmaz.

d)- Mâlikî’de mestin mesh müddeti yoktur. Cünüp olana kadar çıkarmak gerekmez. Sadece Cumâ günleri gusül için çıkarmak sünnettir. Mâlikî’yi taklit eden, 24 saatten fazla giyemez. Çünkü kendi mezhebi olan Hanefî’den çıkmış sayılmaz.

6- Namazda her rekatta Fâtiha okumak, iki secde arasında oturmak, rükûda, secdelerde tumaninet, yâni sakin durmak ve namaz sonunda selâm vermek farzdır. [Cemâat, imâm arkasında Fâtiha okumaz. Aynı Hanefîler gibi yapılınca bu farzlar da yerine gelmiş olur.]

7- El üzerine secde sahih değildir. Şâfi’î ve Hanbelî’de de böyledir. Hanefî’de tenzihen mekrûhtur.

8- Fâsık veya bid’at ehli imâma uymak sahih değildir.

9- Mâlikî’yi taklit eden, bir ihtiyaç olunca seferde Mâlikî’yi taklit ederek iki namazı cem edebilir.

10- Seferde giriş çıkış günü hariç, 4 gün veya daha fazla kalmaya niyet eden mukimdir. 4 günden önce biteceğini sandığı işi için gittiği yerde, belki yarın giderim diye 18 günden çok kalınca mukim olur.

11- Seferde 10 gün kalan 15 günden az kaldığı için Hanefî’ye göre misafir sayılırsa da Mâlikî’ye göre mukim sayılır. Çünkü giriş-çıkış günleri hariç, 4 gün veya daha fazla kalmaya niyet eden Mâlikî’de mukim olur. 3 gün veya daha az kalırsa seferi olur. Eğer Hanefî’ye uyup, 3 günden fazla kaldığı yerde 2 rekat kılarsa, namaz sahih olmaz. Çünkü Mâlikî’de mukim olanın 4 rekat kılması farzdır. Hanefî’de ise seferde 4 rekat kılmak mekrûhtur. Mâlikî farz dediği için farza uyulur, 4 rekat olarak kılınır.

Giriş çıkış gününde ölçü imsâk vaktidir. Gün, oruçta olduğu gibi imsâk vaktinde başlar. Ertesi günü imsâk vaktine kadar devam eder.

Meselâ, İstanbul’a imsâk vaktinden sonra, sabah ezânı okunurken giren kimse, giriş günü olduğu için o günü saymaz. Eğer imsâk vaktinden önce girerse, imsâk vaktinden sonraki gün giriş günü olmaz. İmsâk vaktinden sonra çıkarsa, o gün çıkış günüdür.

Demek bir kimse, bir yere güneş doğarken girse, o gün giriş günü olduğu için hesaba katmaz. 3 gün kaldıktan sonra, 4. günü imsâk vaktinden sonra, meselâ güneş doğarken oradan çıksa, giriş-çıkış günleri sayılmadığı için o kimse, 3 gün o yerde kalmıştır ve seferidir. (Menahic-ül- ibad)

80 km’lik mesafeye gidince Mâlikî’de seferi olursa da, Hanefî’de seferi olmaz. Burada Mâlikî’ye uyup 2 rekat kılınırsa, Hanefî’ye göre namaz sahih olmaz, 4 rekat kılması farzdır.

Bir mezhebi taklit, kendi mezhebinden çıkıp, o mezhebe girmek demek değildir. O mezhepteki taklit edilen meselenin yalnız farzlarına ve müfsitlerine uyulur. Hanefî’de sünnet olan bir şey, Mâlikî’de mekrûh olsa da yapılır. Meselâ:

a)- Hanefî mezhebinde, namaz kılarken, Fâtihadan önce, E’ûzü Besmele çekmek sünnet, Mâlikî’de mekrûhtur. Mâlikî’yi taklit eden, E’ûzü Besmele okur.

b)- Mâlikî’de Sübhâneke okumak mekrûh, Hanefî’de sünnettir. Mâlikî’yi taklit eden Sübhâneke okur.

c)- Bir kadının muayyen hâli 13 gün devam ediyorsa, bu kadının Hanefî’ye göre 10 günden sonrakiler özür olduğu için gusledip namazlarını kılar. Mâlikî’de, muayyen hâl 15 güne kadardır. 15 güne kadar kan kesilmeden namaz kılamaz. Böyle kadın, 15 güne kadar kan kesilmezse, bekler. 16. günü gusledip namaza başlar. Hanefî’nin farz dediği 10 günden sonrakileri de kazâ eder. Nifâstaki durum da aynıdır. Yâni Mâlikî’ye göre nifâs olup da Hanefî’ye göre nifâs olmayan günlerde kılınamayan namazlar sonradan kazâ edilir. Böylece her iki mezhebin farzlarına uyulmuş, müfsitlerinden kaçılmış olur.

Bizimle iletişim geçin.

İletişim

Hanımlara Rehber Bilgiler

     Görüş ve önerileriniz bizim için değerlidir! Amacımız size her zaman daha iyi hizmet verebilmektir.

     Bizimle paylaşmak istediğiniz görüş, öneri ya da şikayetiniz varsa ilgili "İletişim Formu"nu doldurarak bize iletebilirsiniz. Bildiriminizi en kısa sürede değerlendirip size geri döneceğiz.

Takip Edin!

Bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilir ve e-posta yolu ile iletişime geçebilirsiniz.

İletişim Formu