Güzel Dinimiz İslamiyet

Dinimiz ve Kadın

Dinimiz, kadını en yüksek dereceye çıkarmıştır. Evli kadına, kocası her şeyi getirmeye ve ayrı bir ev tutmaya mecburdur. Kızın, babası evinde her nesi varsa, kocasının bunları alması lâzımdır. Kocası kadına bakamıyacak kadar fakir ise veya zengin olduğu hâlde ihtiyaçlarını almıyorsa, piyasa kıymetine göre kadının ihtiyacını mahkeme tayin ederek, yakın akrabasının bu parayı kadına borç vermesini emreder. Erkeğin satılacak malı yoksa, çalıştırarak bu borçları erkeğe ödetir. Çalışmazsa habs eder.

İslâm kadınına, erkek akrabâsından, fıtra verecek kadar zengin olanlardan, en yakın bulunanı, bakmağa mecbûrdur. Yakın akrabâsı yoksa veya fakîr iseler, (Beyt-ül-mâl) yâni devlet her türlü ihtiyâclarını vermeğe memûrdur. Evli kadına, zevci her şeyi getirmeğe ve ayrı bir ev tutmağa mecbûrdur. Kızın, babası evinde, hernesi varsa, hattâ kaç hizmetçisi varsa, kocasının, bunları alması lâzımdır. Çalışmazsa habs edilir. Şâfi’î mezhebinde tütün parasını vermesi bile lâzımdır. Hanefî mezhebinde, kahve ve tütün parası vermek lâzım olmadığı (Redd-ül-muhtâr)da yazılıdır.

O hâlde, İslâm kadını geçim derdinden, düşüncesinden muaf tutulmuştur. O, çalışarak, didinerek para kazanmaya mecbur değildir. Her şey onun ayağına gelecektir. İslâm Dini ona bu kıymeti vermiştir. Fakat kadının İslâmiyeti, yâni din bilgilerini, îmânını, farzları, ibâdetleri, haramları öğrenmesi farzdır. Allahü teâlânın kesin emridir. Babasının veya kocasının, ona bu ilimleri öğretmesi lâzım olur. Öğretmezlerse büyük günâha girerler. Kadının gidip dışardan öğrenmesi lâzım olur. Kadın, erkekden izinsiz hiçbir yere gidemez iken, bu ilimleri öğrenmek için gidebilir. İslâmiyyetin ilme ne kadar kıymet ve ehemmiyyet verdiği buradan da anlaşılmakdadır.

Müslüman kadını ticaret, fen, sanat ve ziraat ile uğraşmaya mecbur değil ise de, bunlarla meşgul olması, para kazanması yasak ve günâh değildir. Yalnız bunlarla meşgul olurken ve ilim öğrenirken, yabancı erkekler arasına girmemesi, onlara açık görünmemesi, haramlardan sakınması lâzımdır. Çünkü müslüman kadının başı, kolları, bacakları açık olarak sokağa çıkması, erkeklere göstermesi haramdır, günâhtır.

Peygamberimizin ilk hanımı Hadîce-tül-kübrâ “radıyallahü anhâ”, İslâmiyetten evvel ve sonra, ticaretle meşgul olurdu. Katipleri, memurları ve hizmetçileri çoktu. Hattâ bir kere Muhammed aleyhisselâmı ticaret kafilesine reis tayin etmişti.

Kadının yapacağı günâhlardan, ona izin veren erkekleri de ceza görecektir. Hâlbuki erkeğin günâhları kadına zarar vermemektedir, İslâmiyette kadın, harbe de gitmeye mecbur değildir. Dünyada rahat ve mesut olduğu gibi, Cennete girmesi de çok kolaydır.

Sevgili Peygamberimiz bir hadîs-i şerîfte: (Dört şeyi yapan, yâni kocasına hiyanet etmiyen, beş vakit namaz kılan, Ramazan-ı şerîfte oruç tutan ve onsekiz erkekten başkasına, başı, saçı, kolları, bacakları açık olarak görünmeyen kadın Cennete girecektir) buyurdu.

Hadîs-i şerîflerde sevgili Peygamberimiz: (Bir kadın, beş vakit namazını kılar. Ramazan ayında oruç tutar. Namusunu korur ve kocasına itaat ederse, dilediği kapıdan Cennete girer.) (Beş şeyi yapan kadın Cehennemden kurtulur: Beş vakit namazını kılar. Ramazan ayında orucunu tutar. Kocasını, anasını, babasını üzmez. Yüzünü ve saçlarını yabancı erkeklere göstermez. Dünya sıkıntılarına sabreder) buyurdu.

Komünistler, kadının erkeğe eşit olduğunu söylüyor. Kadın, erkeğin bütün haklarına mâlikdir diyor. Bunun için, kadına erkek işlerini yapdırıyorlar. Kadınları demir fabrikalarında, maden kuyularında, taş ocaklarında, Sibiryanın soğuk ormanlarında, demir yollarında, beton dökmekde, toprak kazmakda insâfsızca ve boğaz tokluğuna, zorla çalışdırıyorlar.

Peygamber efendimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” hicretin onuncu yılı, son haccının hutbesindeki sözlerinden, son nasîhatlarından biri, (Kadınlarınıza eziyyet etmeyiniz! Onlar, Allahü teâlânın sizlere emânetidir. Onlara yumuşak olunuz, iyilik ediniz!) olmuşdur.

İslâmiyyetde evlenmek, bir kızı mesut etmek, ibâdetdir ve bütün nâfile ibâdetlerden daha sevâbdır.

İslâmiyyetde dört kadına kadar almağa emr olunmamış, ancak izin verilmişdir. Yâni mubâhdır. Bunun da şartları vardır. Bu şartları taşımayan erkeğin, birden fazla evlenmesi günâhdır. Birinci şart, zevcelerinden her birini mesut etdirecek kadar zengin olmakdır. Diğer şartları, fıkıh kitâblarında yazılıdır.

(Ni’met-i islâm)da diyor ki, (Dörde kadar evlenmek, erkekler için kolaylık olduğu gibi, kadınlar için de, adetleri çok olduğundan kolaylıkdır. İslâmiyyetden önce, bir erkek dilediği kadar kadınla evlenirdi. İslâmiyyet bu sayıyı dörde indirmişdir. Birden fazla evlenmek vâcib olmadığı gibi, mendûb da değildir. Birden fazla evlenmemenin daha iyi olduğu bildirilmişdir.)

Hükümet, mubâh olan birşeyi emr veya yasak ederse, buna uymak câiz olur. [Berîka]nın 91.ci sahifesinde diyor ki, (Hükümetin İslâmiyyete uygun emirlerini yapmak vâcibdir. İslâmiyyete uymıyan emirlerine isyân etmek, fitneye, anarşiye sebeb olmak büyük günâhdır. Büyük zarardan kurtulmak için, küçük zararı yapmak lâzım olur. Faydasını düşünerek hükümetin emretdiği her mubâhı yapmak millete vâcib olur.) 928.ci sahifede diyor ki, (Zâlim olan hükümete karşı da isyân etmek câiz değildir.) [Hadîka] da, 143.cü sahifede diyor ki, (Zâlim hükümet mubâh işlemeği yasak ederse, buna itâat vâcib olur. Kendini tehlikeye atması câiz olmaz.) İbni Âbidîn, kâdîlığı anlatırken diyor ki, (Kâfir memleketlerinde kâfir kanûnlarına itâat etmek zarûreti olduğundan, sulh ve hud’a (hile) yapılmış olur. Mallarına, canlarına, ırzlarına saldırmak da câiz değildir.)

Yaradılışda, kadınlar, erkeklerden çok olduğu gibi, harblerde, kazâlarda erkeklerin ölmesi, kadınların ölümünden daha çokdur, yâni erkek adedi, kadından azdır. İslâmiyyetin dörde kadar izin vermesi, kızların kocasız kalmaması, metres hayatına, umûmî evlere düşmemesi ve şereflerini, nâmûslarını, saâdetlerini teminat altına almak gâyesi iledir. Hıristiyanlıkda erkeğin bir kadından fazla alması yasak olduğu için, erkekler, metres hayatı yaşıyor. Komşu, ahbâb kızlarını, talebelerini, işçileri iğfâl ediyorlar. Birçok kadınla gizli evlilik bağı kuruyorlar. Bir yandan kadınlar, kızlar fuhşa, felâkete sürükleniyor, istikbâlleri mahvoluyor, bir yandan da, babası belirsiz milyonlarca çocuk, ya çöplüklere bırakılıyor. Yahut, anasız, babasız, terbiyesiz yetişerek cemiyete yük ve belâ oluyorlar. İslâmiyyetde zenginler dörde kadar evlenip, çocuklar, analı, babalı, terbiyeli yetişir. Evler, âile yuvaları çoğalır. Cemiyet hayatı kuvvetli ve düzenli olur. Çok evlenmek isteyenler de, zengin olmak için çalışır. İş hayatı genişler. Ticâret, teknik ilerler.

Bizimle iletişim geçin.

İletişim

Hanımlara Rehber Bilgiler

     Görüş ve önerileriniz bizim için değerlidir! Amacımız size her zaman daha iyi hizmet verebilmektir.

     Bizimle paylaşmak istediğiniz görüş, öneri ya da şikayetiniz varsa ilgili "İletişim Formu"nu doldurarak bize iletebilirsiniz. Bildiriminizi en kısa sürede değerlendirip size geri döneceğiz.

Takip Edin!

Bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilir ve e-posta yolu ile iletişime geçebilirsiniz.

İletişim Formu